Kapadokya yeraltı şehirleri, eski medeniyetlerin taşları oyarak oluşturdukları yaşam alanlarını ve tarihlerini gözler önüne seriyor.
Kapadokya, Nevşehir ilinin Ürgüp ilçesinde bulunan ve tüf malzemeli kaya parçalarıyla tamamen karstik bir arazide yer alan turistik merkezdir. Bu merkeze günümüzde her yıl yerli ve yabancı on binlerce turist gerek tarihi peri bacalarını yakından görmek ve balon turuna çıkmak gerekse esrarengiz turizm merkezinin tarihsel yönlerinin hikayesini yakından dinlemek ve bu hikayeye yakınan şahit olmak için akın etmektedir.
Kapadokya turizm merkezi olarak geçmişten beri süregelen turizm potansiyelinin yer aldığı İç Anadolu Bölgesi sınırlarında kalan bir merkezdir. Temel olarak karasal iklim hakim olduğundan her mevsim sıcaklık değerleri ülke sıcaklık ortalamalarının üstünde yer almaktadır. Bu da tatilcilik için herhangi doğal kötü hava koşullarının yaşanmaması anlamına gelmektedir.
Son zamanlarda yapılan yeni arkeolojik kazılar hem arkeoloji hem de sanat tarihi bilimi anlamında yeni hayrete düşürecek gelişmeler ortaya çıkardı. Bu en yeni gelişmelerin ortaya koyduğu burada tarihten beri var olan ve sırrı günümüzde dahi halen çözülemeyen yeraltı şehirlerinin varlığının bulunmasıydı. Bu yapılan çalışmalar Almanya Arkeoloji Enstitüsü bilimsel kazı heyetince yapılan ve başkanlığını Martin Urban’ın üstlendiği kazı çalışmaları sonucu iyice netleştirildi. Bu anlayış doğrultusunda Kapadokya’nın henüz esrarının günümüzde çözüldüğü bir yeraltı şehirlerinin var olduğu turizmciler için yeni merak konuları arasında gelmeye başladı.
Bu merak edilen konular bakımından yeniden turizmin potansiyel merkezi olarak dikkati üzerine çeken Kapadokya–Ürgüp yöresi, son zamanlarda yeraltı şehirlerine yoğunlaşan tatilcilik merakıyla giderek yaygın hale gelmeye başladı. Bu anlamıyla dikkati üzerine çekmeye devam eden turizm merkezi, şu an bilinen yeraltı şehirleriyle burada yüzyıllardan beri var olan medeniyetin yaşam izlerinin sürüldüğünü gözler önüne sermektedir.
Kapadokya Yeraltı Şehri Hakkında Bilgiler
Kapadokya, Hitit İmparatorluğu’nun hakimiyetinde uzun yıllar boyunca kalmış bir Anadolu şehriydi. Şehir özellikle doğal karstik kaya parçalarıyla tüften peri bacalarını içerisinde barındırmasıyla bir turizm kenti olarak biliniyordu. Ancak son zamanlarda yapılan yeni arkeolojik çalışmalar neticesinde burasının aynı zamanda arkeolojik tarihi alan halinde de bulunduğu tespit edildi. Bu yaklaşımı destekleyen kazı çalışmaları sonucunda yer altına düşmanlardan gizlenmek için yapılmış yeraltı şehirlerinin var olduğu tespit edildi. Bu yeraltı şehirleri günümüzdeki medeniyet anlamında yaşam dokusunun ilk örneklerini yansıtmaktaydı. Burada yaşayan insanlar düşmanlarından korunmak için kolayca eriyen kaya parçalarının ufak bir bölmesini pencere olarak kullanmışlar ve böylelikle düşmanlarını bu pencerelerden gizlemişlerdir. Bir bakıma kale burçlarındaki mazgalların tipik örneklerini sergilemekteydiler.
Bunun yanında kolaylıkla eridiği için kayaları şekillendirerek kapı kanatları haline getirmişlerdir. Taştan kapılar inşa etmişler ve bu sayede kolaylıkla yaşam odaları arasında geçiş yapmışlardır. Sadece Ürgüp’te ortaya çıkarılanlar bunlar değildir elbette. Bir mahzen içerisinde şaraplara benzeyen kaya parçaları da ele geçirildi. Bu şarap mahzeni olarak adlandırılan bölmede muhtemelen ilkel ritüeller sonucunda şarapların içildiği arkeologlar ve sanat tarihçiler tarafından yorumlanmaktadır. Tüm bu özellikler dikkatle incelendiği zaman Kapadokya turizm merkezi açısından olduğu kadar ören yeri olarak da ön planda gelen turizm merkezleri arasında bulunmaktaydı.
Kapadokya Yeraltı Şehri Neden Yapıldı
Kapadokya, yine yapılan arkeolojik güncel çalışmalar sonucunda Kayseri-Kültepe‘de yer alan ve adına karum denilen ilkel pazar yerlerini de söz konusu yeraltı şehirlerinde barındırdığı saptandı. Stupaya benzeyen ve ilkel kubbe şeklindeki bu pazar yerlerine benzeyen alanların muhtemelen insanların birbirleriyle ticaret yaptıkları ve bu ticarette de ileri bir düzeye ulaştıkları açık ve net bir şekilde gözlemlenmektedir. Tüm bunları da hesaba katarak Anadolu medeniyetinin dünden bugüne kadar süregelen tüm özellikleriyle tamamen egemen bir coğrafya olduğu ve sürekli yabancıların akınına uğradığını çok açık bir şekilde göz önünde tutmak mümkün olmaktadır. Bütün bu özellikleriyle de dikkat çeken medeniyet şehri, turizm potansiyeli bakımından dikkat çektiği kadar arkeolojik açıdan da kültür turizminin en dikkate çeken yönlerini ortaya koymaktadır.
Tüm bu anlatılanlar da yola çıkıldığı zaman yeraltı şehirlerinin yapılmasındaki en büyük esrarın yabancılardan korunmak ve bağımsızlığı korumak açısından Hitit yerlileri tarafından yapıldıkları anlaşılmıştır. Ayrıca ticaret için bölgeye Kayseri’den gelen Asurlu tüccarların da bu yeraltı şehirlerinde yaşamalarının kuvvetle ihtimali bulunmaktadır. Asurlu tüccarlara ait herhangi bir madeni para birimi ya da sikke ortaya çıkarılmazken Asurluların da sürekli olarak bölgeye ticaret yapmak için geldiği bilindiğine göre burada yeraltı şehirlerinde yerli Hititlerle birlikte yabancı düşmanlara karşı mücadele verdikleri yüksek bir ihtimal olarak dikkat çekmektedir.
Tüm bu dikkat çeken ihtimaller de açık ve net bir şekilde insanlığın uygarlık sürecinde daima birbiriyle hakimiyet çekişmesi içerisinde bulunduğunu, daima birbiriyle savaş halinde mücadeleler ettiğini gözler önüne sermektedir. Göz önünde tutulan tüm bu gerçeklikler de bölgenin durumunu daha net bir şekilde yansıtmaktadır.
Kapadokya’da Bulunan Yeraltı Şehirleri
Kapadokya’nın genel anlamda turizm özelliklerine, turizm potansiyeline ve yeraltı şehirlerine yönelik tarihsel bilgiler verilmesinin ardından son arkeolojik çalışmalar neticesinde ortaya çıkarılan yeraltı şehirleri hakkında da detaylı bilgilerin verilmesi gerekmektedir.
Bu yeraltı şehirlerini kısa halleriyle ele alarak önemleri üzerine birtakım sanatsal ve tarihsel bilgilerin verilmesi gerekmektedir.
Kaymaklı yeraltı şehri
Adını Nevşehir’in hemen aşağısındaki bir kasabadan almıştır. Buradaki yerliler dönemin Roma kuvvetlerine karşı koyabilmek amacıyla burada bir yeraltı şehri inşa etmişlerdir. Bir Bizans kilisesinin kalıntıları içerisinde yer alan bu tarihi yeraltı şehri, kademeli olarak yükselen binayı andırmaktadır. Zemininde oturma hücresi, erzak dolabı ve kolayca eriyen taşlardan yapılmış kapı bölmesinin bulunduğu yeraltı şehri bir üst katında ise kilise yapısının asıl ibadet mekanı olarak ana mekana açılmaktadır. Buradaki vaftizhanesi, apsis ve şapeli de yine dönemin Bizans kilise kalıntılarından günümüze kalan örnektir.
Derinkuyu yeraltı şehri
Oldukça derine inşa edilen ve adını buradan alan bir yeraltı şehridir. Bu yeraltı şehri sivri beşik tonoz sistemiyle örtülerek tüflü kayaç sistemiyle inşa edilmiştir. O dönemde sığınan yerli halkın bu mimari özelliği nasıl ve ne kadar çabuk öğrendikleri ise gerçekten de hayrete düşürmektedir. Çok derin bir yapı olarak yeraltı şehirleri içerisinde görenleri hayrete düşürmektedir. İçerisinde şaraphaneleri olarak kullanılan mahzeni, erzak depoları ve yine oturma alanları bulunmuştur.Detaylı bilgiler Derinkuyu yeraltı şehri yazımızda.
Özkonak yeraltı şehri
Kapadokya yeraltı şehirleri arasında en işlevsel yeraltı şehri olarak kullanılmıştır. Burada düşmana kızgın yağ dökmek için açık delikler bırakılmış oyuklar tespit edilmiştir. Bilindiği üzere yeraltı karstik yani asitli su barındırdığı için bunları biriktirmişler ve düşmanın olası bir kendilerini fark etmesi durumunda yüzüne püskürtmek için depolamışlardır. Ayrıca eğlence törenlerinde kullandıkları içki kapları, mahzenler yapılan arkeolojik çalışmalarla tespit edilmiştir.
Tatlarin Acıgöl yeraltı şehri
Nevşehir’in Acıgöl ilçesinde yer aldığından dolayı bu adı almıştır. İçerisinde herhangi bir mabede rastlanmaması burasının tamamen müstahkem alanı olarak kullanılması yönündeki soru işaretlerini kuvvetlendirmektedir. Zaten içerisinde de Romalılar dönemine kaldığı tespit edilen antropolojik iskeletler tespit edilmiştir. Yine söz konusu alanda birbirine sürgülü tüflü taşlarla geçişin yapıldığı tespit edilmiştir.
Mazı yeraltı şehri
Sanatsal anlamda arkeolog ve sanat tarihçilerine en fazla bilgi veren bir şehir olarak dikkat çekmektedir. Burada kabartmalar yapılarak taş malzemenin derin oyma tekniğinin en ilkel örnekleri görülmektedir. Bunun yanı sıra yeraltı şehrinin tavanlarındaki sarkıklar da tüflü malzemeden günümüze kadar gelebilen nadide örnekleri yansıtmaktadır.
Özlüce yeraltı şehri
Son olarak Kapadokya yeraltı şehirleri arasında yer alan Özlüce yeraltı şehri üzerinde durmak gerekmektedir. Tek katlı olarak düzenlenmiş ve upuzun koridor şeklinde düzenlenmiştir. Bu mimari düzeni bakımından diğer yeraltı şehirlerinden ayrılan en tipik yeraltı şehri olarak dikkat çekmektedir. Tüm bu özellikleriyle de o mimari bakımdan tek örnek olarak merak uyandırmaktadır.