Malta Gezi Rehberi

Bol güneşli, sıcacık, masmavi bir rota var sırada. Akdeniz’in en güzel adalarından, şövalyelerin ülkesi Malta’dan selamlar herkese. Çok iyi korunmuş tarihi yapıları, eşsiz mimari örneği evleri, geçmişten günümüze bozulmadan gelen geniş sokakları, konumu itibari ile hem İtalyan hem de Arap kültüründen etkilenen nefis mutfağı ve sonbahar hatta kış ayların da bile denize girebilme imkanı sunan iklimi ile Malta, Türkiye’ye sadece iki buçuk saatlik uçuş mesafesinde.

Malta Hakkında Bilgiler

Malta Valletta
Valletta

Malta veya resmi adıyla Malta Cumhuriyeti, Orta Akdeniz’de yer alan, Sicilya’nın güneyindeki adalar devleti. Malta takımadaları 3 büyük, 2 küçük adadan oluşuyor. Büyük olanlar ülkeye adını veren Malta ile Gozo ve Comino adaları. Ülkenin başkenti Valletta. Malta bir Schengen ülkesi ve para birimi Euro. Resmi dili Maltaca olmakla beraber İngilizce yaygın olarak konuşuluyor. Sebebi ise adanın yıllarca İngiliz sömürgesi olması. Sadece dil değil, tersten akan trafikte yine İngilizlerden miras kalanlardan.

Malta’nın ülkemizde son zamanlarda popüler olmasının iki sebebi var. Bunlardan şüphesiz ilki izlenme rekorları kıran Game of Thrones dizisine ilk sezonunda ev sahipliği yapmış olması. (Mesela, yakın zamanda yıkılan ve arama motoruna ‘Malta’ yazdığınızda görsellerde illa karşınıza çıkacak olan Azur Penceresi, Malta’nın Gozo adasındaydı. Dizinin fanları bilirler ki burası, ejderhaların anası Khaleesi ile Khal Drogo’nun düğün sahnesinin çekildiği yer.) 

Diğer neden ise Malta’da pek çok dil okulunun bulunması. İngiltere, Amerika, Kanada gibi ülkelere göre daha ucuz olması artı konum itibariyle bize de yakın olması, ülkemiz öğrencilerinin de adayı tercih etme sebebi.

Malta Gezi Rehberi

Malta

Artan döviz kurları ile beraber seyahat anlayışım yeni bir boyut kazandı. Artık ‘gitmek istediğim ülke’ değil, ‘ucuz uçak bileti bulduğum ve gideceğim ülke’ var. Malta gezimde tam olarak bu şekilde gelişti. Takip ettiğim site üzerinden uygun fiyatlı bilet bulunca, yeni rota bir anda burası oluverdi. (Kasım 2021  için THY’den gidiş-dönüş biletimi 1500 TL ye aldım ki üç gün sonra aynı bilet 2700 TL olmuştu.)

Bileti aldıktan sonra ise konaklamayı her zaman olduğu gibi booking üzerinden hallettim. Tam olarak bir öğrenci ülkesi olduğu için konaklama seçenekleri de bu anlamda oldukça geniş. Öğrencilerin sıkça takıldığı ve dil okulları ile yurtlarında olduğu bölgeler olan St. Julian ile Sliema, tam bir hostel bölgesi. Eğer tercihiniz hostel değil ise bu iki bölgede fiyatlar merkez Valleta’ya yakın olduğu için artıyor. Ben bu gezide hostel tercih etmediğim ve uygun fiyatlı olmasını istediğim için merkezden biraz uzakta, adanın kuzeyinde kalan St. Paul’s Bay’da ki Porto Azurro Apart Hotel’i tercih ettim. Otelim merkez olarak geçen Valletta’ya 45 dk otobüs mesafesinde olsa da Gozo ve Comino adalarına geçecekler için de şahane bir lokasyonda yer alıyor. (Otele üç gece için 500 TL ödedim.)

Adanın şahane bir toplu taşıma ağı var. Her durakta hangi otobüsün, o duraktan saat kaçta geçeceğini ve varış noktasını gösteren ekranlar bulunuyor. Ayrıca otobüslerin hepsinde oldukça iyi çeken wifi ağı var. Biniş ücreti kışın 1.5 euro yazın ise 2 euro. Biletinizi iki saat içinde iki kez ücretsiz kullanabiliyorsunuz. Ben 21 euro ya 7 gün boyunca sınırsız kullanım sağlayan Tallinja Card aldım. Aynı kartın totalde 12 kez kullanmanıza olanak sağlayan ve 15 euro olan şeklide var. Sınırsız kart ile istediğim şekilde inip bindim, ve her defasında ücret hesaplamak zorunda kalmadım. Dört günlük kullanıma ilave olarak havaalanı transferlerini de düşününce, sınırsız kartın hakkını fazlasıyla vermiş oldum.

Malta mdina

Pandemi Süreci

Burada biraz pandemi şartlarından bahsetmek istiyorum. Birçok ülkede olduğu gibi Malta’da şüphesiz Avrupa Birliği’nce onay görmüş aşıların birinden çift doz uygulama istiyor. Ekran görüntüsü alarak ya da çıktı şeklinde uçak ve otel rezervasyonunuzu gösterir belgelerinize artık aşı kartınızı da eklemek zorundasınız.

Bunun dışında ülkelerin istediği evraklar kendi içinde değişebiliyor. Hatta bu evraklar ve aşı ya da PCR şartları bile pandemi ile birlikte sürekli değişmekte. Bu yüzden bir ülkeye gitmeye karar verdiğinizde, o ülkenin sağlık portalı üzerinden net bilgi almak en doğrusu. Örneğin Malta ülkeye giriş yapmadan önce sizden digital bir yolcu formu doldurmanızı istiyor. Bu formda yolcunun hangi ülkeden geldiği, sabit ev adresi, ülkede kalacağı adres, kaç gün kalacağı, yakın zaman da başka bir ülkeye seyahat edip etmediği gibi temel bilgiler var.

Aşılarınız hem kendi ülkenizden ayrılmadan bulunduğunuz havaalanında hem de iniş yaptığınız ülkede sıkı kontrollerden geçiyor. Yurtdışında ‘Health Pass’ uygulaması üzerinden de aşılarınızı gösterebilirsiniz. Zaten HES uygulaması Tr sınırlarında geçerli bir uygulama olduğu için, yurtdışına ayak basıp uygulamayı açmak istediğinizde otomatik olarak bu siteye yönlendiriliyorsunuz.

Pasaport kontrolden geçtikten sonra havaalanlarında pandemi kontrol noktaları var. Gittiğiniz ülkenin pandemi şartlarında sizden istediği tüm evraklar ve aşılarınız bu noktalarda kontrol ediliyor ve ülkeye bu şekilde giriş yapıyorsunuz.

Malta Gezisi 1. Gün

Malta Sokakları

Uçuşumun erken saat de olması ve Malta ile ülkemiz arasında iki saat fark bulunması sebebiyle güne erken başlıyorum. (Malta bizden iki saat geri) Zaten gezimi de buna göre planlamıştım. Alanda ki kontrollerin ardından ilk işim turist bürosunu bulmak oluyor lakin henüz açılmamış. Açık olsaydı şehir haritası, toplu taşıma ağı ve saatleri gibi temel bilgileri buradan öğrenerek hareket edecektim. 

Havaalanı adanın güneyinde. Otelim ise kuzeyinde ve giriş 14:00 da. Hem zamanı verimli kullanmak hem de bulunduğum konuma yakın olması sebebi ile gezime Marsaxlokk  (Marşaslok okunuyor) kasabasından başlıyorum. Yukarıda da bahsettiğim gibi şahane bir toplu taşıma ağları var ve duraklarda ki bilgiler oldukça açıklayıcı. Tek yapmam gereken alandan kaç numaralı otobüsün kasabaya gittiğine bakmak ve binmek. Otobüs içinde bilet basabilir, nakit ödeyebilir ve hatta temassız banka kartınız ile bile ödeme yapabilirsiniz.

Marsaxlokk bir balıkçı kasabası. Pazar günleri burada bir balık pazarı kuruluyormuş. Diğer günler ise hediyelik eşyalar satan minik stantlar var. Kasaba Luzzu adı verilen parlak boyalı tekneleri ile meşhur. Teknelerin üzerinde Horus’un Gözü denilen bir göz sembolü var. Bizde ki nazar boncuğu ile aynı görevi gören bu gözlerin tekneleri koruduğuna inanıyorlarmış.

Deniz kenarında birçok restoran var. Yaz sezonunda oldukça kalabalık oluyormuş kasaba. Bunun dışında meydanını görebilir ve burada ki kiliseyi ziyaret edebilirsiniz. Yürüyerek gezebileceğiniz minik bir yer burası. Kasaba gezimi tamamladıktan sonra otelime geçmeye karar veriyorum. Daha rahat hareket etmek için valizden de kurtulmam gerekiyor. Adanın en güneyindeyim ve en kuzeyine gitmem gerek. Tek otobüs ile gitme şansım olmadığı için merkez Valetta’da araç değiştireceğim.

Malta Valletta Balkonları

Valletta’nın tam kalbinde kocaman bir otobüs terminali var. Turizm danışma ile beraber otobüsler ile ilgili bilgi alabileceğiniz bir ‘bus information da ‘ var. Otel adresimi gösterip hiç uğraşmadan kaç numaranın gideceğini öğreniyorum. Yaklaşık bir saat içinde oteldeyim. Otobüs içinde bulunan wifi yı kullanarak otel konumumu açıyor ve en yakın durakta iniyorum ki zaten durak otelin hemen önü. Çift doz aşı kontrolü otel girişinde de yapılıyor. Ateş ölçümü ve yine birçok ülke de otellerde uygulanan ayakbastı parası adı altında geçen 1.5 euro luk ekstra ücreti ödeyerek odama çıkıyorum.

Odamda ocak, su ısıtıcısı gibi mutfak ekipmanları olmasına özellikle dikkat ettim çünkü ben ülkeyi gezerken 11 TL olan Euro, 12.73 tl ye kadar yükseldi. Ekonomik bir gezi planlamak adına valize atılan noodle ve paket çorbalardan bahsetmeme gerek yok sanırım ☺

Gezi asıl şimdi başlıyor. İlk durak Valletta. İsmini Aziz John Şövalyeleri’nin büyük ustası Jean de Valetta’dan alan şehir, balkon ve pencere mimarisi ile ön planda olan evleri ile meşhur. Birçok ülke gezdim lakin tarihi dokunun bu kadar korunduğu çok az yer gördüm. Şövalyelerin taş mimari kullanması şüphesiz bunda etkili olmuştur ama burası başka. Neredeyse hiçbir yapı bozulmamış. Tüm binalar aktif olarak kullanımda üstelik. Gezip görmek için ‘tarihi bölge’ ya da ‘eski şehir’ gibi özel bir yere gitmenize gerek yok. Şehrin tamamı neredeyse bu şekilde zaten.

Valletta’da Gezilecek Yerler

Malta Gezilecek Yerler
  1. Valletta’nın ana caddesi Rebuplic Street (Alışveriş ve hediyelik eşya için)
  2. Bu caddeye paralel olan Merchant Street (Restoran ve kafeler burada)
  3. Bakery’s street
  4. Büyük Usta’nın Sarayı (Grandmaster’s Palace)
  5. Aziz John Katedrali
  6. Üst Kışla Bahçeleri (Upper Barrack Gardens) (Gün batımında çıkınız ve büyüleyici manzarayı gördükten sonra bana dua ediniz☺ )
  7. Alt Kışla Bahçeleri (Lower Barack Gardens)
  8. Victoria Gate
  9. St. Elmo Kalesi ve Savaş Müzesi
  10. Valletta’nın balkonları olarak geçen, neredeyse şehrin tamamında tüm binalarda görüp hayran kalacağınız balkonlar ve aynı zamanda pencereler.

Malta Gezisi 2. Gün

İkinci gün rotamda Game Of Thrones dizisine ev sahipliği yapmış yerler var. Dizinin 1. Sezon bölümleri adanın Mdina (Emdina olarak okunuyor) ve Rabat şehirlerinde çekilmişti. Valletta’dan yaklaşık 13 km uzaklıkta bulunan Mdina, adanın ortasında bir tepeye kurulu. Korunaklı konumu sebebiyle uzun süre adaya başkentlik yapmış. Eski başkent Mdina surlarla çevriliyken, surların dışında kalan şehir ise Rabat olarak adlandırılıyor. Mdina’ya dizide kralında giriş yaptığı o kapıdan giriyorum. Aslında kapının geçmişi şehrin kendisi kadar eski değil. Kapı 1725 yılında Fransız mimar Charles François de Mondion tarafından tasarlanmış.

Çok iyi korunmuş surları, kiliseleri, evleri ile büyüleyici bir şehir burası. Ben de dizinin fanlarından biri olduğum için, sahneler resmen gözümün önünde geziyorum burayı. Daha o sezon henüz piyasada olmasalar da Khaleesi’nin ejderhalarından biri başımın üzerinden uçuverecekmiş gibi geliyor adeta.

Mdina sessiz şehir olarak adlandırılmış. Surlar içinde sayısı az da olsa hala yaşayanlar var. Araç giriş çıkışı için sadece burada yaşayanlara izin var. 

Girdiğim kapıdan dönerek Rabat’a çıkıyorum. Valletta’da gördüğüm balkonlardan burada ki evlerde de var. Sokakları, görkemli kiliseleri, kiliselere tezat minik kafeleri ile çok şirin bir şehir Rabat.

Malta’nın ‘ftira ekmeği’ meşhur. Odun ateşinde pişen lezzetli bir ekmek. İçine ne dilerseniz koyup, şahane sandviçler yapıyorlar. Ben ton balıklı bir tane kapıp, St. Dominic Manastırı’na karşı afiyetle yiyorum. Manastırda diziye ev sahipliği yapan yerlerden ama tadilat dolayısıyla kapalı ve içini göremiyorum.

Malta Popeye Village
Malta Popeye Village

Mdine ve Rabat’ı tamamladım. Karnımı doyurdum. Sırada çoğunlukla öğrencilerin yaşadığı St. Julian ve Sliema bölgeleri var. Lakin önce Valletta’ya geçeceğim ve şahane bir gün batımı izleyeceğim. Dün yani ilk gün Üst Bahçelerden öyle şahane bir gün batımı izledim ki bugün de farklı bir açıdan bir yenisini deneyimlemek istiyorum. 2. gün, gün batımı izleme noktam Valletta şehir surları. Bu ülke geldiğimden beri çok cömert davranıyor. Adaların gün batımları hep efsane olur ama burada renkler başka. Sarı binaların üzerine düşüp onları alev almışçasına yakan gün batımı renkleri, pembe bulutlar ve altında masmavi sularda yüzen tekneler. Karşıda Üç Şehrin silületi. Büyüleyici…

Valletta’dan otobüse atlayıp St. Julian’e geçiyorum. Dil okulları, yurtlar, öğrenci işi kafeler, mağazalar hep burada. Yeme içmeden, alışverişe fiyatlar daha uygun. Öğrencilerin yaz kış boş bırakmadığı adanın meşhur plajı St. George Beach burada. Dolunay var ve manzara yine şahane.

Malta Gezisi 3. Gün

Azur Penceresi Malta

Otelimin adanın kuzeyinde kaldığından ve buranın aynı zaman da Gozo ve Comino adalarına geçiş noktası olduğundan bahsetmiştim. Bununla birlikte adanın en güzel plajlarının da yine bu bölge de olduğunu eklemek isterim. Örneğin Mellieha Bay otelime sadece dört durak uzaklıkta ve burası adada ki en iyi ilk beş plaj içinde. Plajın incecik bembeyaz bir kumsalı var. Suyu inanılmaz berrak ve turkuaz renkte. Bugün ki planım bu plajın tadını çıkarmak. Takvimler 19 Kasımı gösteriyor, hava yaklaşık 24 derece ve ben Akdeniz’in keyfini çıkarıyorum☺

Benim denize girdiğim Mellieha Bay dışında Golden Bay, Paradise Bay ve Gozo Adası’nda ki Blue Lagoon adanın diğer en iyi plajları olarak geçiyor. Malta’da neredeyse yılın 10 ayı denize girmek mümkün.

Denizin tadını çıkardıktan sonra otelime dönüyor, duş alıp yeni rota için hazırlanıyorum. Sırada Three Cities yani Üç Şehirler olarak adlandırılan bölüm var. Üç Şehirler, Üst Bahçelerden bakıldığında buranın tam karşısında kalan ve parmak şeklinde gibi görünen birbirine bağlı yarım adacıklar. Bu adacıkların isimleri Birgu, Senglea ve Bormla. Kara yolu ile gidebilirsiniz lakin bir ada ülkesindesiniz ve şüphesiz ulaşımın en keyifli hali motorlar. Motorlar sizi tam olarak Birgu ve Senglea arasında bir yerde bırakıyor. Bence üç yarımada içinde mutlaka görülmesi gereken Birgu. Burası şövalyeler zamanında adanın başkentliğini yapmış.

Valletta’da gezilecek yerler içinde anlattığım Alt Bahçelerden (Lower Barack Gardens) Üç Şehirlere geçen feribotlar var. Ücret 2.8 euro ve bu gidiş-dönüş ücretine bir de asansör dahil. Gezinizi tamamladıktan sonra feribottan indiğinizde tabelalar sizi tarihi asansöre yönlendiriyor ve yokuş yukarı yürümek istemezseniz asansör ile direkt Üst Bahçelere çıkabiliyorsunuz.

Malta Valletta Meydanı

Üç Şehirler adeta birer görsel şölen. İster Valletta’dan bakın, ister motorlar ile karşıya geçin, dini yapılar, dönüş yolunda gün batımının binalara kattığı büyü ile manzara muazzam. 

Ben önce Senglea’yı geziyorum. Karşıdan Birgu’ya bakmak çok güzel. Güneşin ışıkları Birgu üzerine vuruyor. Kiliseler yanıyor adeta güneşte. Binalar altın sarısına çalıyor. Limanda binlerce tekne var. Hava mis gibi iyot kokuyor. Akdeniz ülkeleri seviyorum, ada olanlarını daha da çok. Sonra köprüden Birgu’ya geçiyorum. Sokaklar adeta kalemle çizilmiş gibi. Evlerin her biri sanat eseri. Meydanı, pubları, restoranları her biri ayrı keyifli. Çok seviyorum Üç Şehirleri. 

Gün batımında motor yolculuğu yapıp, asansör ile de Üst Bahçelere çıkıyorum. Çıkar çıkmaz yeni doğmakta olan dolunay karşılıyor beni. Üç Şehirlerin kiliseleri birer silülete dönüşmeye başlıyor hava karardıkça. Gözüm gönlüm gün batımından dolunaya her güzelliğe doyuyor adeta.

Son günün şerefine güzel bir akşam yemeği ısmarlıyorum kendime. Valletta’nın en güzel üç caddesinden biri olan Merchant Street’de, Galea’s Kitchen da tavşan etli tagliatelle ısmarlıyorum. Yanına da adanın şaraplarından. Bir ada ülkesi olması sebebiyle her türlü deniz mahsulü ve bu mahsullerle yapılan yemekler meşhur olmakla beraber, tavşan etinin de Malta mutfağında ayrı bir yeri var. 

Son bir gece turu yapıyorum. Valletta’nın balkonlarının güzelliğini kazıyorum hafızama cadde boyunca yürürken. Hatta bir de bu balkonların el işçiliği bir magnetini ekliyorum koleksiyonuma. Büyük Usta’nın Sarayı’nı turluyor, Aziz John Katedrali’ni selamlıyorum. 

Teşekkür ederim Malta…

Eşsiz mimarine burada olduğum her gün bir de şahane görsel şölenler eklediğin için…

Çok güzel bir ülkesin gerçekten…

Sizlerde gezilerinizi, tecrübelerinizi veya sorularınızı yazımıza yorumda bulunarak yazarımızla ve bizlerle paylaşabilirsiniz.

Başak Aygün

Yazar : Başak Aygün
Diğer Yazıları : https://seyahatdergisi.com/yazar/basakaygun/
Instagram Hesabı : @basak.wanderlust

8 YORUMLAR

  1. Gören gözüne, dolaşan gezen yorulmayan ayaklarına anlatan diline ve yüreğine sağlık canım arkadaşım 😇 gezmediğin görmediğin ülke kalmasın. Aminnn🙏

  2. Super… sayende yeterince bilgi ediliyoruz… oturduğumuz yerden birde 🙂
    Helal olsun sana her yeri gezmek nasip olur inşallah… sayende bizde faydalanıyoruz:)) insta da takip ediyorum ve sayende cok bilgi ediniyorum.

BİR CEVAP BIRAK

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz