Etnografya Müzesi Ankara

Şanlı tarihimizi ve kültürümüzü ne kadar tanıyorsunuz? Sadece kitaplardan bakarak mı? Yoksa tarihi yerleri ve müzeleri gezerek mi öğreniyorsunuz? Elbette ki tarihi kitaplar öğrenme konusunda çok etkili, ancak gezip görerek, adeta geçmişte yolculuk yaparcasına tarihi kalıntılara dokunarak öğrenmenin tadı bir başka ve hiç şüphesiz tarihi ve millet kültürünü en iyi anlatan yerlerden biri de müzelerdir. Bizde bu yazımızla sizleri Ankara Etnografya Müzesi ile tanıştıracağız.

Ankara şehri gezilerinizde sizler için hazırladığımız görülmesi gereken yerler listesinin yer aldığı Ankara’da gezilecek yerler yazımıza da göz atabilirsiniz.

Türkiye’de yer alan tarihi pek çok yerin ve eserin yer aldığı Türkiye’de Tarihi Yerler yazımıza da mutlaka göz atın.

Etnografya Müzesi, Atatürk’ün vefatının ardından Anıtkabir henüz inşaat halinde iken 1930-1953 yıllarında Mustafa Kemal Atatürk’ün istirahatgahı olan, Anıtkabir inşaatının tamamlanmasının ardından ise Anadolu’nun çeşitli yerlerinden getirtilen tarihi kalıntıların ve parçaların sergilendiği ve halkın hizmetine sunulduğu ilk devlet müzesidir.

Etnografya Müzesi Hakkında Bilgiler

Etnografya Müzesi İçi
Etnografya Müzesi İçi

18 Temmuz 1930 yılında Ankara’nın Altındağ semtinde kurulan ve 10 Kasım 1953 tarihine kadar da Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşının tutularak sonrasında halkın hizmetine açılan ve kurulan ilk devlet müzesi olduğu bilinen Etnografya Müzesi’nin tarihi, Selçuklular Devletinin de öncesine dayanmaktadır. Selçuklulardan önce Ankara’nın Namazgah diye bilinen Tepesinde çağın insanları tarafından namaz kılınan ve zaman zaman da yağmur duasına çıkılan yerdir. Selçuklular zamanında da Sultan Alaaddin Keykavus döneminde Namazgah Tepesine bir medrese kurulduğu bilinmektedir. Osmanlılar döneminde ise Tepenin ismi değiştirilerek Müslüman Mezarlığı adını almış ve bu tepe oldukça kutsal bir yer haline getirilmiştir. Zira, Müslümanlar özellikle Cuma ve Bayram Namazlarını kılmak, bazı dini toplantılar veya dini törenleri yapmak için bu tepeye akın etmeye başladığı belirtiliyor. Cumhuriyet döneminde de yine yağmur duaları, asker uğurlamaları gibi faaliyetlerde bulunulduğu bilinmektedir.

Cumhuriyetin ilan edildiği yıllarda Ankara’nın da başkent olması ile 1924 yılında bu tepenin bir müze haline getirilmesi kararı alınıyor ve Namazgah Tepesi olarak bilinen, insanların namaz kılmak için gittiği Müslüman mezarlığının bulunduğu arazi Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğünce 15 Kasım 1925 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığına bağışlanıyor. Sonrasında da Namazgah Tepesi Etnografya ismini alarak, Müzeler Müdürlüğü tarafından dünyanın çeşitli yelerinden toplanan 1250 adet tarihi eser Etnografya Müzesine aktarılıyor. Eserlerinin tamamı dini ve milli parçalardan oluşan Ankara Etnografya Müzesinin temeli oldukça gösterişli bir tören ile atılıyor ve malayı ilk olarak eline alanın da İsmet İnönü olduğu belirtilmiştir. Ayrıca yeri gelmişken de söylemeden geçmeyelim Etnografya Müzesin’nin mimarı zamanın en değerli ve işinin ehli mimarlardan olan Arif Hikmet Koyunoğludur.

Etnografya Müzesi yaklaşık olarak 854 metrekarelik bir alan üzerinde inşa edilmiş olup, dikdörtgen bir yapıda tasarlanmıştır. Bodrum kat üzerine kurulan tek katlı bir binadan ibaret olan Ankara Etnografya Müzesine tam olarak 24 basamaklı bir merdivenle çıkılmakta ve 4 adet sütunu bulunmaktadır. Müzenin her bir alanı Selçuklular mimarisinden esinlenerek inşa edilmiş olup, Sivri kemerli sütunları, kubbe ve kubbe içindeki işlemeleri, avlu ortasındaki havuzu ile tam bir sanat eseridir. Yapının neredeyse tamamında mermer taşlar kullanılmıştır. Müzede 10 adet salon, 1 arşiv, 1 Kütüphane, idari bölümler ve 1 depo bulunmaktadır.

Etnografya Müzesi Eserleri

Müzenin bölümleri ve içerisinde sergilenen eserler şu şekilde;

Türk Kıyafetleri

Etnografya Müzesi Türk Kıyafetleri

Karadeniz, Erzurum, Harput ve Ankara yöresine ait erkek ve gelin kıyafetleri, Antep’in yöresel yatak örtüleri, kadife kumaştan yapılmış ve üzeri işlenmiş bohçalar bulunmaktadır.

İşlemeli Eserler

Etnografya Müzesi İşlemeli Eserler

Bu eserlere baktığınız zaman, Türk işleme sanatı aslında Türk Tarihi kadar eskiye dayandığını fark edeceksiniz. Çünkü Etnografya Müzesindeki işleme eserler uzun yıllardır balkanlara kadar uzanan geçmişiyle günümüze kadar korunmuştur. İşlemeli eserler genellikle, ipek, atlas, kadife, çuha, keten ve pamuklu kumaşlar üzerine motif motif işlenen eserler olup, daha yöresel elbiseler, başörtüler, cübbeler, gelin duvağı ve kovuk örtülerinden oluşmaktadır.

El Dokumaları

Etnografya Müzesi El Dokumaları

Bu parçalar Etnografya Müzesinin 3. Salonunda bulunmakta olup, Orta Asya’da göçebe olarak yaşayan halk tarafından işlenen halı ve kilimlerden oluşmaktadır. Eserler müzeye, Sivas, Ladik, Uşak, Konya, Kars, Gördes, Milas ve Kula’dan getirilmiştir. Bu halı ve kilimlerde çeşitli hayvan, çiçek ve motif figürleri bulunmaktadır.

Madeni Eserler

Etnografya Müzesi Madeni Eserler

Etnografya Müzesinin 4. Salonunda sergilenen madeni eserlerin Orta Asya insanının maden işlemede ne kadar maharetli olduğunun açık bir kanıtı gibi. Zira bu eserler bakır, bronz, pirinç gibi maddelerden imal edilerek döğme, döküm ve çekme sanatı kullanılarak tasarlanan sofra, sürahi, tabaklar, kaşıklar, bardak vb. ürünler elde edilmiştir.

Cam ve Çini Parçalar

Etnografya Müzesi Cam ve Çini Parçalar

7. Salonda bulunan bu parçalar Selçuklu döneminden kalan seramik malzemesi kullanılarak yapılmış çanak, vazo, tas ve tabakları sergilemektedir. Parçalar üzerinde genellikle hayvan figürleri dikkat çekmekte…

Silahlar

Etnografya Müzesi Silahlar

En çok ziyaret edilen 8. Bölümde ki tarihi eser silahlar, Besim ATAY tarafından Etnografya Müzesine bağışlanmış olup, burada Osmanlı döneminde savaş esnasında kullanılan baltalar, kamalar, kılıçlar, zırh, yay ve oklardan oluşan parçalar bulunmaktadır.

El Yazmaları

Etnografya Müzesi El Yazmaları

Müzenin 11. Bölümünde yer almaktadırlar. El yazması eserler Selçuklu ve Osmanlı döneminde medrese, han, cami ve çeşme yapımında kullanılan taşlar, aslan heykelleri, dövme taşı gibi eserlerden oluşmaktadır.

Ahşap Eserler

Etnografya Müzesi Ahşap Eserler

10. Bölümde, Selçuklular döneminden günümüze kadar gelen geometrik ve bitki motifleri ile şekillendirilmiş mihrap, minber, kürsü, taht, rahle, pencere ve kapı ile sanduka gibi ahşap el ürünü eserleri sergilenmektedir.

Müzede yukarıda saydığımız eserlerden başka Taş Eserler, Takılar, Sünnet Odası ve Türk Kahvesi gibi ürünlerin sergilendiği odalarda bulunmaktadır. Türk Kahvesinden kastımız; Türk mutfaklarının olmazsa olmazı olan kahvenin yapım aşamalarını anlatan “kahvenin kahve tavalarında kavrulması, kahve soğutma kabına alınması, sonrasında da kahve cezvelerinde pişirilmesi” geleneksel Türk Mutfağının tanıtımı gibidir. Yine Sünnet Odası’da eski zamanlarda Anadolu insanının kullandığı evlerden birinin sünnet odası gibi sergilenmesidir.

Etnografya Müzesi Giriş Ücreti 2023

Müze giriş ücreti yetişkinler için 50 TL’dir. Müze kart burada geçerlidir ve müze kart sahipleri yıl boyunca ücretsiz olarak giriş yapabilirler.

Etnografya Müzesi Ziyaret Saatleri

MevsimAçılışKapanış
Kışın 1 Ekim – 1 Nisan09:0017:30
Yazın 1 Nisan – 1 Ekim09:0018:00

Müze öğle saatlerinde ziyarete açıktır. Ayrıca müze haftanın yedi günü açık. Dini bayramlarda ise birinci günü öğlen saat 13:30 dan sonra açıktır.İletişim için telefon numarası (0312) 311 30 07

Etnografya Müzesi Nerede?

Etnografya Müzesi, Ankara ilinin Altındağ İlçesine bağlı Gündoğdu Mahallesi Talatpaşa Bulvarında bulunmaktadır. Türkiye’nin, hatta dünyanın çeşitli yerlerinden gelen misafirler Etnografya Müzesini rahatlıkla bulabilir ve buraya her türlü ulaşım aracı ile ulaşma imkanına sahiptir.

Haritası ve Konumu

Müze için harita ve ulaşım alternatiflerine konum bilgisi kısmından ulaşabilirsiniz.

Sizlerde gezilerinizi ve tecrübelerinizi yazımıza yorumda bulunarak bizlerle paylaşabilirsiniz.

1 Yorum

  1. resim ve heykel muzesi kapalıydı buraya gidelim dedik, ogrenci tarifesi yok mecburen tam bilet aliniyor 15 lira verdik, o kadar degmez ki.sadece 4-5 oda, cogu etnik muzede gorulecek hersey vardi, keçiören estergon bile daha verimlidir. gittigim en kotu ve degmeyecek muzeydi verdigim paraya o kadar üzüldüm ki. bunu kat kat fazlası rahmi koc muzesinde var, bu tepeyo cikip 4 oda gormek icin vakit harcayacaginiza oraya gidin. koca etnografya muzesi diye geldik herseyi okuyarak adim adim gezmek max 15 dakika tuttu. bunu böyle verimsiz seyi bu kadar pahaliya pazarlayan devletime ne desem bilemiyorum

BİR CEVAP BIRAK

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz